ÖZEL İNSANLARA YAKLAŞIMIMIZ VE ÖZEL EĞİTİME DAİR AKADEMİK BİLGİLER

          

          Her insan doğar, büyür ve sonunda da kaçınılmaz olarak ölür. Ama bazı insanlar özel doğar ve onlar bir şekilde herkesten farklıdır. Ne yazık ki, sırf bu farklılıkları yüzünden acıyan, merak eden ve en kötüsü de -bazen- tiksinen bakışlara; dışlanmaya ve kötü davranışlara maruz kalmaktalar. Bu, o kadar yanlış bir şey ki! Aslında "...onlar bir şekilde herkesten farklıdır." derken ben de yanlış bir cümle kurdum. İşin temeline bakarsak zaten kimse aynı değildir. Bizim herkes diye adlandırdığımız normal -kime göre neye göre normal- insanların hiçbiri birbiriyle aynı özelliklere sahip olamaz. Herkes kendine özel bir bireydir. Sevdiğimiz, üzüldüğümüz, şaşırdığımız, sinirlendiğimiz şeyler; tepkilerimiz, kişiliklerimiz vs. hepsi kendine özel. Sadece bazılarımız daha özel ve böyle olmak onların tercihleri değil. Dolayısıyla bizim de onları yargılamamız doğru değil. Hiçbirimiz dört dörtlük değilken üstümüze vazife olmadığı halde bu güzel insanları dışlamak geçekten çok acı verici bir durum.
          Metroda tanık olduğum bir olayı anlatayım: Oturuyorum, bir yandan da kitap okuyorum. Bir sonraki durakta bir anne ve çocuk bindi. Çocuğun hal ve hareketleri biraz farklıydı. İnkar etmeyeceğim, ben de baktım. Ama sadece bir kez -bindikleri sırada- sonra kitabıma geri döndüm. Keşke diğerleri de benim gibi yapsaydı. Çocuk her ses çıkarışında bir insanın kafası o yöne döndü ve orada kaldı. Başından beri pürdikkat onları izleyen bakışları söylememe gerek bile yok. En son anne bu bakışlardan o kadar rahatsız oldu ki çocuğunu susturmaya çalıştı. "Dur çocuğum, ineceğiz şimdi, bak insanlar bakıyor." O susturmaya çalıştıkça çocuğun tavırları daha da agresifleşti. Ve insanlar hala bakıyorlardı. Ben de bakanlara bakıyordum. Ne olurdu onu da herhangi bir birey olarak kabul etseydik, onları rahatsız etmeseydik? Hayatları zaten kolay değil ve bizler iyice zorlaştırıyoruz. Mücadelelerine yardım etmek yerine önlerine engeller koyuyoruz.
          Özel bir çocuğu olan bir annenin yazısını okumuştum. Kim olduğunu ya da yazının tamamını hatırlamıyorum ama şu ricaları hiç unutmuyorum: "Bakmayın, lütfen gözünüzü dikip bakmayın. Bakışlarınızla bizleri taciz etmek yerine gelin ve sorun. Çocuğunuzun nesi var, deyin. Biz de anlatalım. Derdimizi paylaşalım. Veya bir kez bakıp geçin. Her şey o zaman daha güzel olacak." Bunların olabilmesi için en büyük görev aileye ve öğretmenlere düşüyor. Aile çocuğuna özel eğitime ihtiyaç duyan çocukları dışlamak yerine, onları kucaklamayı gösterecek ve öğretecek. Çocuk okula gelip de böyle biriyle karşılaştığında öğretmen de bu eğitimi geliştirip özel çocukların toplumun dışına itilmesini engelleyecek. Belki zor ama imkansız değil.
          Bu bağlamda lisans eğitimim sırasında özel eğitimle ilgili neredeyse tüm konuların olduğu bir özet kitap hazırlamıştım. Yeri gelir eğitim fakültesindeki arkadaşlarımızın işine yarar ya da meraklısı indirir okur. Otuz iki kaynaktan yararlanarak 2016 yılında hazırladığım bu ödev (50 sayfa) elimde boş boş duracağına birilerinin işine yararsa daha mutlu olurum. (Kaynakların hepsini belirttim. Doğru mu değil mi derseniz kaynaklardan kontrol edebilirsiniz.)

ÖDEVİN LİNKİ:
https://yadi.sk/i/RSFrsSg93Wfc2p
         

Yorumlar